Kasım



En çok içinde olmadığım hikayeleri seviyorum. Kahveyi sevdiğimden değil, bana öyle yakıştığından şekersiz içiyorum. Evet hep gömlek giyiyorum ama pantolonun içine asla düzgün sokamıyorum. Hızlı düşünüyor, hızlı karar veriyor, hızlı yaşıyor ve çok tüketiyorum. Hayat ne verebilirse hepsini çeyrek asırda ısırıp çiğnemeden yutmuşum. Sıkılıyorum, bunalıyorum, günde üç öğün göğsüm daralıyor. İleriye atacak adım bulamıyor, geçmişin sarmallarında yeni bir gün arıyorum. Aslında her şeye heves ediyor sonra görmüş geçirmiş pozunu hiç bozmuyorum. Yoruluyorum, çok çalışmaktan değil çalışmaya neden bulamamaktan çok yoruluyorum. 17 yaşındaymış gibi aşık olmak istiyor, hayatın son demlerinde gibi yaşıyorum. Yeni bir macera, yeni bir hikaye istiyorum. Bildiğim ve alıştığım her şeyin dışında yeni bir kitabı yaşamak istiyorum. Hep istiyorum, öyle ki Tanrı bıktı beni beslemekten, en arsız evladı sayıyor artık beni. Çok yazıyorum, öyle ki hep aslında ne anlatmalıydım onu unutuyorum. Lafın kısası o ki aşık olmak istiyorum. Ortaya aşkı koyduğumuz kumar masasında Tanrı’ya ruhumu bile bıraktım geçen sene. Geriye hiçbir şeyim kalmadı ama son eli de İsa öder diye umut ediyorum. Dürüst olmak gerekirse hoyratça yaşıyorum. Hele bir elime fırsat geçmesin ne bulursam suyunu çıkarıyorum. Sonra geliyor hayatın kuruluğundan dem vurup caka satıyorum. Aklım ermeye başladığından beri en karanlık satırları yazıp en kritik kararları verdiğim kasım ayı yine… neyi, kime, niçin yazıyorum inan bilmiyorum.
-Kasım, 2024

Yorumlar

Popüler Yayınlar